Doktor ve hastaneDoktor deyince aklıma açıkçası güzel şeyler gelmiyor ama hamilelik sürecinde mecburen bir doktor edinmeniz ve takiplerinizi onunla yapmanız, bu süreçte birbirinizi tanımanız ve doğumu onunla yapıp yapmayacağınıza karar vermeniz gerekmekte. Benim İstanbul'da doğum yapmış arkadaşların genellikle Anadolu yakasındaki hastaneleri tercih ettiklerinden Avrupa yakasında oturan ben, tavsiye alabileceğim bir hastane ve doktorla karşılaşmadım. İnternet üzerinden elde ettiğim bilgiler çok taraflı, iyi diyenler kadar kötü diyen insanların objektif olmayan görüşleri ile doluydu. Bu nedenle oldukça sıkıntılı bir seçim süreci yaşadım.Devlet hastanesi mi özel hastane mi seçeneğini irdelemek gerekirse, artık devlet hastaneleri de neredeyse özel hastaneler kadar temiz, düzenli ve herkes size iyi davranıyor. Ayrıca devlet hastanelerinde neredeyse kimse doğum yapmadığı için gayette rahatlar. Bu nedenle benim doktor seçmem gerekti. Doktor seçimimde benim için önemli olan kriter samimiyet ve ben sormadan açıklamaları yapmasıdır. Bunu devlet hastanesindeki doktorum Beyhan Hanımda bulmuştum. Ama Down sendromu riskinden dolayı özelde de bir doktorumuz olsun istedim. Ve tavsiye üzerine Nihal Hanıma gittik. Nihal Hanım evet açıklama yapan bir doktor ama çok sert bir ifadesi var ve bu insanı kasıyor. Birşey sormak isteseniz bile soramıyorsunuz. Ayrıca süreç boyunca şunu da gördüm ki özeldeki doktorum doğum yaklaşırken daha samimi tavırlar sergiledi, bu da enterasandı işte. Beyhan Hanım özel doktor edası ile herşeyim ile ilgilendi. Çok tatlı bir bayan, açıklamaları ve önerileri hep güzeldi. Herkese de aynı yaklaşımla davranıyor bu da tüm bunları kendi iç güzelliği ile yaptığını kanıtlıyor. Doğuma yakın artık ikisinden biri ama hangisi sorusu başlıyor. Ben Beyhan Hanımla doğuma girmek isterdim açıkçası ama bazı nedenlerden Nihal Hanıma mecbur kaldık, daha doğrusu özel hastaneye. Eşim ve benim annelerimizin gelmesi onlar için de rahat edecekleri bir ortam olmasına ve gelip gidecekler için ziyaret saatlerinin esnek olmasına dikkat ederek seçimimi özel hastaneden yana kullandım. Bunlardan ayrı bir de bebeğimizin Down sendromlu olma ihtimalinden dolayı yeni doğan ünitesinin olduğu bir hastane olmasını elzem gördüm. Devlet hastanesinde de maalesef böyle bir hizmet söz konusu değildi. Üçüncü bir sebep de tüm doğuma katılacak personelin bayan olmasıydı. Herkes aynı fikirde olmayabilir ama benim daha rahat bir şekilde doğuma girmem için herkesin bayan olması önemliydi. Sonucu da bu açıdan çok rahat ve güzel bir süreç oldu. Aslında şimdi düşündüğümde seçimde dördüncü kriter de doğuma eşimin girebilmesi olmalıydı. Ben epidural sezaryen ile doğum yaptım ve eşimi yanımda isterdim. Bunun araştırmasını son anda yapınca (tersi bir durumu hiç düşünmemiştim) doğumu yapacağımız hastanenin kaidesi eşin doğuma olmamasıymış. Belki eşimin de işine geldi ama bebeğimizi ilk defa gördüğümde o da yanımda olsaydı ve tüm süreçte uyanık ama yalnız olmasaydım daha unutulmaz olabilirdi. Özetle ne kadar çok kriteriniz olursa olsun, kader ne gerektiriyor ise o oluyor. Her şey elinizdeymiş gibi dursa da, aslında kontrolün sizde olmadığını farkediyorsunuz. Anne |
Bu çocuğun babası varBebek sahibi olma yolunda diğer bir adım olan doktor hastane ilişkilerine sıra gelmiştir. Bu süreç hamilelikte ilk kontrolden sonra otomatik olarak başlar. Biz de ilk kontrolümüzü evimize yakın devlet hastanesinde yaptırdıktan sonra incelemelere, sorup soruşturmalara başladık.Baba gözüyle hastanenin şartlarının orta, iyi düzeyde olması, kritik durumlarda müdahale ekibinin ve araçlarının olması bir de bunların yanında fiyat seviyesinin makul aralıkta kalması öncelikli olarak görülebilir. Kadınlar için doktorun iyi olup iyi davranması hatta biraz nazlaması :) bazıları için doktorun kadın olması gibi ekstra özellikler de eklenebilir. Bu düşüncelerden yola çıkarak hastane arayışımıza başlamış olduk. İlk kontrolümüzü geçirdiğimiz hastanedeki bayan doktorun tavrı bana göre gayet normal olsa da hanıma biraz sert gelmişti. Sonuçta her çeşit insanla hatta kadınla, hatta ve hatta hamile kadınla gün içerisinde fazlasıyla muhatap olduğunu düşünerek hareketlerine hak verdiğim doktor bizim hanımı biraz korkuttu. Bunun şöyle 2-3 doktor ziyareti daha yaptık. Bu süreçte İstinye Devlet Hastanesi 'nde Beyhan Hanıma, devam ettik. İlk kontrollerdeki sertlikten eser kalmamıştı. Hatta özel hastanelerdeki doktorlardan bile güzel muayene ettiğini söyleyebilirim. Özellikle üçlü test sırasında yanımızdaki devlet hastanesinin bizi başka hastanelere göndermesiyle birlikte kadın doğum kliniklerindeki farklılığı görmüş olduk. Özellikle eşimim Şişli Etfal Hastanesine gidip rezilliği görünce halimize şükrettik. Şişli Etfal olayından sonra bir akraba tavsiyesi ile Türkiye Gazetesi Hastanesine giderek Nihal Hanım' da kontrolümüzü gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte İstinye Devlet Hastanesi 'nde Beyhan Badoğlu ' na, devam ederken aynı şekilde Türkiye Gazetesi Hastanesinde Nihal Çakır'a devam ettik. Nihal Hanım soğuk tavırlı biri olsa da tecrübesine güvendik. Bir de hastanenin imkanları İstinye Devlet Hastahanesine göre daha iyiydi. Hastane ve doktor seçimini bitirdikten sonra sıra sizlere baba olarak bu süreci nasıl gördüğümü belirtmek isterim. Öncellikle bazı Türk filmlerinde hödük muamelesi (Bkz. Kapıcılar Kıralı) gören baba adayı olgusunu yaşamadım değil. İnsanlar doktorundan hemşiresi hastasına kadar hamilelik olgusunu hala kadınların gizli süreci olarak görüp, babanın adayının ortamda bulunmasını ayıpmış gibi karşılayabiliyorlar. Yani bu çocuk annenin süreçten anne sorumludur. İyi de anne bu işi tek başına yapmadı. Bu çocuğun bir babası var ve bilgi almak istiyor. Hele bazen kontrol odasına beni istemeye istemeye almalarına da hasta oldum. Alt tarafı karnını açıp ultrasonu dokunduracak ve ben o sırada eşimin karnını göreceğim. Nasıl bir durumda evde sürekli gördüğüm hanımın karnı muayene odasında bana namahrem oluyor. Bu hareketlere anlam verebilmiş değilim. Tabi her doktor aynı değil yapmayanları tenzih ederim. İkinci husus ise hamilelikle ilgili baba adayının bir şey bilmediği düşüncesi. Baba adayı dediğin soru soramaz. Eşim muayene sırasında heyecandan bazı soracağı soruları unutabiliyordu. Aklıma geldikçe ben sormaya çalışıyordum. Bir de onun önemsemeyip benim önemsediğim durumlarda soru sorma ihtiyacı hissediyordum. Baba bir soru sordu mu vay haline. Belki cevap alamaz, cevap alır yüzüne konuşulmaz, cevap hanıma verilir gibi seçeneklerle karşılaşması içten bile değil. Tamam her hamile çift aynı değil. Belki bazılarının aşırılıkları oluyordur ama herkese aynı muamele de yapılamaz. Baba adaylarına bu süreçte birkaç tavsiyem olabilir. Hastane ve kontrol ücretleri sizi düşündürüyor olabilir. En pahalısından ziyade, en kaliteli hizmeti alabileceğiniz doktoru arayın. Her zaman en pahalı en kaliteli olmuyor. Kontrollerde özellikle birinci dereceden (anne, baba, abla gibi) yakınlar yoksa eşinizin yanında olun ondan fazla heyecanlanmayın. Kontrolden önce sorulacak soruları evde tartışın, eşinizin sorabileceğini düşünerek hareket etmeyin. Cevap yukarıda bahsettiğim gibi de olsa soru önemli ise siz sorun. Son olarak her daim hanımınızı öpün, sevin özellikle kontrolden sonra :) Bu süreci ben atlattım. Yeni başlayacaklara Allah kolaylık versin. |
Ana Sayfa » Türkiye Gazetesi Hastanesi » Hastane ve doktor seçiyoruz
31 Ekim 2013 Perşembe
Hastane ve doktor seçiyoruz
Aslına bakarsanız İstanbul gibi yoğun trafiğe sahip bir şehirde, anne karnındaki bebeğin aceleci olabileceğini düşünürsek hastane seçimi pek de mantıklı durmuyor. Yine de biz Allah nasip ederse her şeyin düzgün gitmesi durumunda doğumun hangi hastanede gerçekleştireceğimi düşünüyoruz. Hamilelikte süreci takip edecek doktoru seçtikten sonra, hastaneyi belli oranda belirlemiş olsanız da bizim gibi farklı doktorlar üzerinden süreci devam ettiren çiftler için doktor, hastane durumunu inceleme fırsatını bulabiliriz.
Etiketler :
babalık
,
Beyhan Badoğlu
,
doktor
,
hamilelik
,
Hastane
,
İstinye Devlet Hastanesi
,
Nihal Çakır
,
Türkiye Gazetesi Hastanesi