"Hayır dokunma!!! Önce ellerini yıka!!!"
Bebek o kadar kırılgan ve hassastır ki bunu bakarak bile farkedersiniz. Farklı bir yaşantıdan, tamamen hijyenin içerisinden gelir. Mikroplar ve bakterilerle ilk anda karşılaşır. Bu nedenle de her türlü steril önlem alınır doğum ve sonrasında. Eve gelmeden önce ev titizlikle temizlenir. Kimyasallar kullanılmamaya çalışılır. Ancak onu babasından kurtarmak imkansızdır :)Arkadaş çevremiz oldukça bilinçli aslına bakarsanız. Artık evimize gelenler hemen ellerini yıkıyor ve daha sonra bebeğimize saldırıyorlar. Biz aile olarak hiç kimseye aman dokunma, öpme, şunu yapma, böyle bakma vs. demedik. Arada bir ileri gidenlere elbette birşeyler diyoruz ya da dışarıdan direkt gelip saldıranlara, ama kimseyi de kırmamaya gayret ediyoruz. Hatta eşimin akrabaları beni bu konuda tebrik bile ettiler. Bence bebek ne kadar çok sakınılırsa o kadar çok da hasta oluyor. Gerçi bazen çok hasta görünen insanlar bebeğimi öpünce dokununca gıcık olmuyor değilim ama yapım gereği de birşey diyemiyorum.
Bebeğimi babası da dahil olmak üzere sakalları ile öpen herkesten şikayetçiyim. Beyaz tenli ve hemen kızaran bir bebek. Bazen yanında olmayınca geliyorum ki 101 milyon öpücükle yanakları nokta nokta kızarmış. Sakallı olan şahsa o an içimden ne kadar laf saysam da yüzlerine "ya ne olur bir traş olun da öpün şu bebeği" diyorum. Üzülüyorum çocuğum için çünkü ben de küçüklüğümden beri babamın sakallı iken beni öpmesini istemezdim ve şimdi de eşimin :) Sonuçta rahatsız edici ki bir bebek buna karşı bile koyamıyor. Yani önce bize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi bebeğe yapmıyoruz. İkinci olarak temiz ellerle dokunuyoruz ve son olarak da fazla öpüp yıpratmıyor ve mıncıklayıp rahatsız etmiyoruz.
Isırmak isteyenlerden ve ısıranlardan, gözünün içinden öpenlerden, yanaklarını elli kere sıkanlardan bahsetmek istemiyorum bile, sansür gerektirebilir :) Bebekler elbette sevmek içindir ama rahatsızlık vermeden.
Bebeği severken ağlatanlara da sadece bakıyorum. Bunun içerisinde yakın akrabalarımız bile var. Bebeği kucaklarına alıp oturtuyor ve yüzüne bakıyorlar. Arada öpüp koklayıp mıncıklıyorlar ve sonuçta bebek ağlıyor. "Ya birşey yapmadım, durup dururken ağladı." Evet ağladı çünkü dediğin gibi durup dururken sıkıldı ve ağladı. Bebeği yere koyacaksın karşısına geçeceksin ya komiklik yapacaksın ya onun yaptıklarına tepki vereceksin ya da onun ilgisini çekecek bir şey bulup onunla oynayacaksın. Bebek de bir birey ve dolayısıyla onun da bir zekası var. Dünyayı tanımaya aç bir yaratık. Onu ya eğlendirecek ya da onunla eğleneceksin yoksa gülmez elbette ağlar.
Kısaca bebekle bebek olun ve onu rahatsız etmeyin, o da bir birey hem de aşırı tatlı bir birey.
Her türlü sevilir
Genel olarak bebekleri severim. Onların masum bakışlarını, yumuşak tenlerini, şapşal hareketleri beni bitirir. Sevmek denilince aklıma ilk öpmek gelir. Birinci dereceden akrabalar hariç çoğu bebeğe sevmek için yaklaşırken tereddüt ederim. Kimisi bebeğine dokunulmasını bile istemez. Kimisi de ezerek sevsen bile ses çıkarmaz.
Yeğenlerim sayesinde yıllar önce başladığım bebek sevme işine, müdahaleler uyarılar ile devam ettim. Gün geldi kimsenin müdahale edemeyeceği bizzat babası olduğum oğlum dünyaya geldi. Aslına bakarsanız ilk üç ay içerisinde bebekleri sevemem. Kırmızı, hatta mor tiplerin neresinden tutsan olmaz. Sürekli sıkıntılı ağlamaklı halleri vardır. Yanak yok, ifade yok... O nedenle ilk üç ay bebeğimizi sevebileceğimi düşünmemiştim. Ama bana öyle güzel geldi ki (gerçi şimdi eski fotolara bakınca güzel gelmiyor) ilk andan itibaren öpmeye koklamaya başladım.
Bebek öpülmez, bebeğe dokunulmaz gibi düşüncelerim hiç olmadı çok da mantıklı bulmuyorum. Elbette ayarı kaçırmadan kendini bilerek, bebeği bilerek öpersin de dokunursun da. Bazen bebekler çok sağlıklı olmuyor, aynı şekilde sevecek kişi de hasta olabiliyor, ya da bebek ilk zamanlarda o kadar öpülmesi çok da doğru olmuyor. Bu parametreleri doğru ölçüde kullanabilirseniz öpün, sevin, koklayın. Zaten dünyada başka bir amaca hizmet edemeyen bir varlık. Öpüp, sevmedikten sonra tadını nasıl çıkartacaksınız ki?
Bazen abartıya kaçsa da hanımla birlikte bebeğimizi sevenlere hiç karışmadık. Çok ileri gidenlere ufak uyarılarımız olmadı değil ama genel olarak bebeğin sevilmesine müdahale etmedik. Hatta bebeği öpmeden, dokunmadan sevmeye çalışanlara öpme ve dokunma fikrini de aşılamaya çalıştık.
Tabi burada bebeğimizin o dönemde sağlıklı olması da yadsınamaz. Hasta olan korunması gereken bir bebek olsaydı insanlar bu kadar serbest bırakmayabilirdik. Bir de küçüklerden korumak lazım. Hem küçük oldukları için nasıl seveceklerini bilemiyorlar, hem de ortamda ilgi bebeğe yoğunlaştığından kıskançlık sonucu sert sevgi olabiliyor.
Hastalığınız yoksa, seveceğiniz bebek kırılgan değilse, acıtmadan, sıkmadan kuru öpücüklerle bebeğinizi ya da diğer bebekleri doyasıya sevin. Ancak bu şekilde dünyadaki ilk görevlerini icra edebilirler :)